22 Mart 2014 Cumartesi

Temel Fizik Sabiti 7 Milyar Yıldır Aynı


Atomlar ve tüm kimyasal tepkimelerce yayınlanan ışığın rengini etkileyen bir temel sabitin 7 milyar yıldan daha fazla bir süredir değişmediği açıklandı. ince yapı sabiti, elektrik ve manyetizmanın rol oynadığı neredeyse tüm denklemlerde karşımıza çıkan bir değer. Bu denklemlere, atomlarca elektromanyetik dalgaların (ışık) yayınlanmasını açıklayanlar da dahil.  

Son yıllarda bazı kuramcılar, evren yaşlandıkça bu sabitin de belli belirsiz bir değişim geçirdiğini, bunun da atom çekirdekleriyle, çevrelerinde dolanan elektronlar arasındaki çekimde bir değişiklikle kendini göstermesi gerektiğini öne sürmüşlerdi. Avustralyalı› bir grup gökbilimci de, uzak kuasarlardan (merkezlerinde dev kütleli aktif karadelikler olan gökadalar) gelen ışığın bize daha yakın gökadalardan geçerken uğradığı  soğurulma oranı üzerinde yaptıkları ölçümlere dayanarak, ince yapı sabitinin, evrenin başlangıcından bu yana 100.000’de bir oranında arttığını bildirmişlerdi.  Yunan alfabesindeki alfa harfiyle gösterilen ince yapı sabiti, aslında bazı kuramlara göre kozmik zaman ölçekleri içinde değişebilen başka doğa sabitlerinin bir oran›.


 Elektronun elektrik yükünün karesinin, ışık hızıyla Planck sabitinin çarpımına bölünmesiyle elde edilen ince yapı sabiti, son bir kurama göre ancak ışık hızının zaman içinde farklılık göstermesiyle değişebilir. Karanlık enerji ya da doğa kuvvetlerini birleştirmeyi amaçlayan bazı kuramlar, özellikle de tanıdığımız dört boyutun dışında yeni boyutların varlığını savunanları, ince yapı sabitinin zaman içinde değişeceğini öngörmekteydiler. California Üniversitesi (Berkeley), California Üniversitesi (Santa Cruz) ve Lawrence Livermore Ulusal Laboratuvarı’nca ortaklaşa yürütülen DEEP2 adlı bir çalışmanın sonuçlarıysa, ince yapı sabitinde herhangi bir değişiklik saptayamadı. 

Evrenin genişlemesi sonucu 7-8 milyar ışık yılı uzaklıktaki gökada ve gökada kümelerini gözlemleyen ekip, ›fl›k h›z›nda bir değişiklik olup olmadığını belirlemek için uzak gökadaların tayfındaki OIII (elektronlarından ikisini kaybetmiş oksijen) yayım çizgilerini incelemiş. Ekip üyelerinden Jeffrey Newman’ın Amerikan Fizik Derneği’nin toplantısında yaptığı açıklamaya göre 4-7 milyar ışık yılı mesafe içindeki 300 gökadadaki OIII çizgilerinde en ufak bir değişiklik yok. ince yapı sabitinin değeri de bugünkü yaklaşık 1/137 değeriyle aynı.


15 Mart 2014 Cumartesi

Yaşayan en zeki insan Michio Kaku

ABD’de yaşayan fizikçi ve fütürist Michio Kaku’yla yaptığımız röportajda, ona ilkin İstanbul’a dair izlenimlerini sordum. “Geldiğim için çok mutluyum” dedi, olanca Japon zarafetiyle. Ve devam etti: “Birincisi, buraya adım atar atmaz yüzümde adeta tarihin nefesini hissettim ve bu şehrin üç büyük imparatorluğun başkenti olduğunu hatırladım. İkincisi, burada ülkenizi geleceğe taşıyacak genç ve çok enerjik bir nüfusun yaşadığını fark ettim. Üçüncüsü, sanıyorum internetin ve teknolojik ilerlemelerin de etkisiyle 21’inci yüzyıla hazır olduğunuzu gördüm. Umuyorum ki siz önünüzdeki örnekleri iyi inceleyecek ve muhtemelen Batı’nın hatalarını tekrar etmeyeceksiniz.” Sonrasını pek hatırlamıyorum. Çılgın bir bilimkurgu filminin içine kaçmış gibiydim ama halimden de gayet memnundum. Sohbetimiz sırasında Kaku’nun olağanüstü enerjisine mi, dünyamızın geleceğine dair iyimser teorilerine mi, bugüne dek hep paranormalin sınırları içinde saydığım bazı olguların gayet fiziksel ve bilimsel olduğuna beni kolayca ikna edebilme becerisine mi; nesine şaşıracağımı, nesine hayran olacağımı bilemedim. Ve içimden sürekli olarak şu dileği tekrarladım: “N’olur haklı çıksın ve bu dediklerinin hepsi bir an önce gerçekleşsin!”


Size “Yaşayan en zeki insan” diyorlar. Bu tür nitelemelerden hoşlanmadığınızı biliyorum ama yine de şunu sormak istiyorum: Diğer insanlardan daha zeki olmak insana belli bazı sorumluluklar yüklüyor, öyle değil mi?Sonuçta birçok gencin rol modelisiniz.
Keşke bilim adamları ve mühendisler hep genç insanların rol modeli olabilse... Bilim ilerlemenin, zenginleşmenin tek aracı aslında ve sırf bu yüzden bile gençleri bu yola teşvik etmek zorundayız. Ayrıca haklısınız, bilim adamlarının üzerlerinde çok büyük sorumluluklar var, hepimiz icatlarımızın barışçıl amaçlarla kullanılmasını sağlamalı ve gençleri bilime yönlendirmeliyiz. Usanmadan, yorulmadan davet edildiğim her televizyon programına katılmamın sebebi bu.
Bilimin barışçıl amaçlarla kullanılmasından bahsettiniz...
Umarım ileri teknolojimiz daha barışçıl bir dünya inşa etmemizi de sağlar. İnterneti bu açıdan çok önemsiyorum; iktidar sahibi olmayanların güçlenmesini, dünyanın günün birinde gerçek anlamda demokrasiyle yönetilmesini sağlayacak bir güç çünkü. O zaman artık savaş falan da olmayacak. Demokrasinin demokrasiyle savaşmasına gerek olmaz ki. Geçmişin bütün savaşları krallar, kraliçeler, imparatorlar, diktatörler arasında gerçekleşti. Ne demek istediğimi anlıyorsunuz değil mi, bana birbiriyle savaşan iki demokratik toplum gösterebilir misiniz?
‘FİZİKÇİYSEM, SEBEP EINSTEIN’DIR’
Gösteremem sanırım. Az önceki soruma bir ek olarak; küçükken rol modelleriniz kimlerdi?

13 Mart 2014 Perşembe

Yüzyıllardır Doğrulanan Fizik Yasasının İhlali

Bir metalin ısı iletkenliğini elektrik iletkenliğine oranladığımızda, sonuç Lorenz sayısı denen bir sabit sayı ile metalin sıcaklığının çarpımına eşit çıkıyor. Bu deneysel gözlem 1800’lü yıllardan beri değişik metaller kullanılarak tekrarlanmış ve hep aynı sonuç bulunmuş. 

Wiedemann-Franz yasası olarak bilinen yasanın temeli 20. Yüzyılda elektronun keşfine ve kuantum fiziğinin gelişimine kadar anlaşılamamış. Elektron 1,6 × 10-19 Coulomb’luk elektriksel yüke ve kuantum mekaniksel bir özellik olan spine sahip. Artık hem ısı hem de elektrik iletiminin elektronun metal içindeki hareketinden doğduğunu biliyoruz. Elektrik iletimi elektronun elektriksel yükünün hareketinden doğarken, ısı iletimi hem yükün hem de spinin hareketinden kaynaklanıyor.



Ancak 1950’lerde Joaquin Mazdak Luttinger ve Sin-Itiro Tomonaga bir boyutla sınırlanmış elektron hareketinin Wiedemann-Franz yasasını ihlal edeceğini
kuramsal olarak öngördüler. Kurama göre hareketi tek boyutla sınırlanan elektronun spini ve yükü birbirinden bağımsız hareket ediyor, sadece spin taşıyan (spinon) ve sadece elektrik yükü taşıyan (holon) iki bileşene ayrılıyor. Spinon tek boyutlu atom zinciri boyunca rahatça ilerlerken, atomlardan kolayca yansıması nedeniyle holonun hareketi engelleniyor. Bu da elektrik iletiminin yavaşlaması, ısı iletiminin ise hızlanmasıyla sonuçlandığı için Wiedemann-Franz yasası ihlal edilmişoluyor. Elektron hareketi substratlar üzerinde oluşturulan tek boyutlu atom zincirleri boyunca ya da iki boyutlu grafen yüzeyde sağlanmaya çalışılsa da atomlar arası etkileşimler sebebiyle hiçbir zaman tam olarak tek boyuta indirgenememiş.

 Bristol Üniversitesi’nden Nigel Hussey ve ekibi mor bronz (Li0.9Mo6O17 ) üzerindeki elektron hareketinin, sıcaklık arttıkça Wiedemann-Franz yasasından sapma gösterdiğini gözlemişler. 19 Temmuz 2011 tarihli Nature dergisinde yayımladıkları sonuca göre ısı iletkenliği elektrik iletkenliğinden 100.000 kat daha fazla hale gelmiş. Bu ise Li0.9Mo6O17 atom diziliminin bir şekilde elektronun tek boyutta hareketine olanak sağladığını gösteriyor. Ekibin şimdiki hedefi elektronun tek boyutta hareket kabiliyetini artırarak spin ve yük durumlarını incelemek. Bu tür çalışmalar ısı iletiminin mümkün en yüksek seviyeye çıkarıldığı malzemelerin geliştirilmesi açısından önem arz ediyor.


Kaynak: http://www.biltek.tubitak.gov.tr/haberler/fizik/s525_8.pdf 
                                                                                                           
                                                                                                                     SİNAN ÖZEN 10/A

12 Mart 2014 Çarşamba

20.YÜZYILIN İCATLARI


1900: Kont Von Zepplin ‘ZEPPLİN’i icat etti
1901: King Camp Gillette ‘Jilet’i icat etti.Patentini aldı.1903 te 168 adet bir sene sonra ise 12.500.000 adet sattı.
1902: Elektrik Süpürgesi icat edildi.
1904: İlk kol saati icat edildi. 
1905: E=m.c²
1906: Amerikalı Coolidge Tungsten ‘AMPUL’u buldu.
1908: Henry Fort 15 beygirlik 4 silindirli ilk motorlu arabayı geliştirdi.
1913: Alman Hans Geiger ‘RADYASYON ÖLÇÜM’ aletini icat etti.



1914: Elektrikli Bulaşık Makinesi kullanılmaya başlandı.
1915: Astronom P.Lowell ‘PLÜTON’ gezegenini keşfetti.1930 da teleskopla görüldü.
1917: Renkli sinema filmi yapıldı. Radyo icat edildi.
1920: Torbo motor geliştirildi.
1921: İnsülin bulundu.
1923: İngilizler ilk uçak gemisini yaptılar.
1924: Fransız Ramon ‘DİFTERİ’ aşısını buldu.
1925: Amerikalı Armstrong FM yayını yapmayı başardı.
1926: Heisenberg, Atom çekirdeğinin yapısını ortaya çıkardı
1927: Londra ile New York arasında telefon hattı kuruldu.
1929: Siemens telefonun görünümünü değiştirdi.
1930: ABD’de dondurulmuş gıda piyasaya çıktı.
1931: Yapay zekanın ilk adımları atıldı.
1932: Elektronik mikroskop geliştirildi.
1934: Otomatik çamaşır malinası ABD’de yapıldı.
1935: Gallup, kamuoyu araştırma enstitüsü kurdu.
1936: ABD’li Kendall, kortizonu buldu.
1938: İlk naylon ürün ABD’de tanıtıldı:Diş fırçası.
1939: ABD’li PH.Levine, kandaki RH faktörünü saptadı
1940: Alman’lar Havadan denize fırlatılan füze yaptı. Plütonyum bulundu.
1941: Uçaktan fırlatılan koltuk yapıldı.
1942: Napalm icat edildi.
1943: Sovyet’ler molotof kokteyli yaptı.
1944: Sovyetler MR’yi keşfetti.ABD’li McLeaod ve McCarthy DNA’yı keşfetti.antibiyotik keşfetildi.
1947: Mikrodalga fırın yapıldı.Plastik lens yapıldı.İngiliz Holmes,kurşun izotoplarıyla dünyanın yaşını hesapladı.
1949: 45′lik plak ABD’de piyasaya çıktı.
1950: İlk kredi kartı çıkarıldı.İlk böbre nakli ABD’de yapıldı.
1951: Transistör yapıldı.ABD’de renkli tv yayını yapıldı.
1952: ABD’de halka ilkkez sinemada film gösterildi.Fransız’lar ilk kez uçakla ses duvarını aştı.
1954: İlk transistörlü radyo alıcısı yapıldı.Doğum kontrol hapı geliştirildi.
1955: Amerikalı Leskell, EKG’yi icat etti.
1956: Kromozon sayısı saptandı.
1957:Fransa’da ilk ilik nakli yapıldı. İlk Boeing uçağı deneme için havalandı.
1958: İlk renkli Video-Kamera geliştirildi.
1960: Laser yapıldı.
1963: Hollanda’lılar ilk müzük kasetini yaptılar.
1964: Esnek lens icat edildi.
1966: İngilizler ilk Hovercraft’ı denediler.
1967: İlk kalp nakli ameliyatı yapıldı.
1968: Boeing uçağı 1000 km/s hızla uçuşunu yaptı.
1969: Ses duvarını aşan Concorde ilk uçuşunu yaptı.
1970: Video-kaset ABD’de piyasaya çıktı.Japonlar küçük hesap makinesini yaptılar.
1971: Hepatit-B aşısı bulundu.
1972: Fiber Kablo ABD’lilerce yapıldı.
1973: Scanner yapıldı. ABD genetik çağını başlattı. ABD’liler ışık hızını tespit ettiler.
1974: Bellek kartı icat edildi.
1975: İnsanın ilk genetik haritası çıkarıldı. İngiliz’ler inekten ineğe cenin nakli yaptı.
1978: Sony firması Walkman’ı üretti. İlk tüp bebek İngiltere’de doğdu.
1979: Karbon-14 yöntemi geliştirildi. Philips ve Sony, CD geliştirdi.
1980: ABD’de ilk genetik tedavi denemesi gönüllüler üzerinde yapıldı.
1983: AIDS ortaya çıktı.
1984: RU486 adlı hamileliği önleyici hap geliştirildi. Bilgisayarlarda ‘MOUSE’ kullanımı yaygınlaştı.
1986: Döllenmiş yumurtaya çekirdek nakliyle koyun kopyalandı.
1989: Japonlar, damarda dolaşabilen küçür robot yaptı.
1992: İnsandaki 21. kromozomun haritası eksiksiz çıkarıldı.
1994: İnternet salgını dünyaya yayıldı.
1995: Saniyede 100 milyar işlem yapan bilgisayar geliştirildi.
1997: Koyun Dolly dünyaya geldi.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...