Her şey değişecektir. Hepimiz, insanlığın
evrende yalnız olmadığını anlayacağız. Ya sonra ne olacak? Sonrasında ne
yapacağız?
Yüzyıllardır cevabını merak ettiğimiz "evrende yalnız mıyız" sorusunun cevabını öğrendikten sonra ne yapacağını bilen var mı?
Yüzyıllardır cevabını merak ettiğimiz "evrende yalnız mıyız" sorusunun cevabını öğrendikten sonra ne yapacağını bilen var mı?
İnsanlar ilk olarak teleskopların gerçekten
iyi olmaya başladıkları 1700'lerde uzaylıları aramaya başladılar. Çoğu da
varolan gezegezenler, aylar ve hatta güneş'te yaşam olabileceğine oldukça
emindiler. Dünya'nın etrafındaki gökcisimleri dikkatli bir şekilde analiz
edilmeye başlandığında, dünya dışında yaşam olabileceği inancı yaygınlığını
yitirdi. Ve uzayın yıldız boyutundaki engin sonsuzluğu keşfedilmeye başlandığında,
daha önce düşünülen tersine bunun pek de mümkün olamayacağı inancı ağır basmaya
başladı. Gözlem imkanlarımız teleskoplar ve uydular sayesinde uzayın çok daha
ötesini görmemize imkan vermeye başlayınca tekrardan evrenin bir yerlerinde
yaşam olabileceğine dair umutlar arttı. Ve artık bir plana ihtiyacımız vardı.
Nasa, "Dünya Dışı Türlerle Etkileşim İnsanlığın Faydasına mı, Zararına mı
Olacak" isimli
birincil etkileşim senaryosunun analizini içeren basit bir rapor
yayınladı.
Her iyi bilimadamının raporunda olacağı gibi
bu rapor da kategorilendirme ile başlıyor. Planlamada üç farklı genel etkileşim
tipi bulunuyor. Bunlar insanlık için faydalı, nötr ve zararlı sonuçlar getiren
durum senaryoları. 28 sayfalık bu raporun detaylarına buradan ulaşabilirsiniz.
Bilimkurgu filmlerinde bu tür durumlara dair
çeşitli senaryo kurgularını görüyoruz. Ancak resmi olarak da devletlerin ve
genel olarak dünyanın bir durum planına ihtiyacı var. Her ne kadar neyle
karşılaşacağımızı bilmiyor olsak bile.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder