AY NASIL OLUŞTU?
Kesin olarak nasıl oluştuğu milyarlarca yıl
öncesine dönüp gözlem yapmak mümkün olmadığı için “bilinmeyen” dünyamızın
uydusu ayın nasıl oluştuğuna dair çeşitli varsayımlar bulunmaktadır. Zira
astronom ve gezegen bilimcilerin yaptığı araştırmalar, binlerce yıldır
insanoğlunun ilgisini çeken uydumuz ayın 4-4,5 milyar yıl önce oluştuğunu
ortaya çıkarmaktadır. Güneş Sisteminin gençlik yıllarında oluşum sürecine
başlayan ay, tıpkı dünyamız gibi birçok değişim evresi geçirmiş ve günümüzdeki
halini almıştır. Milat öncesi dönemde onlarca farklı medeniyetin ilgisini çeken
ve hareketlerinin “periyodik” olduğu fark edilerek zamanın hesaplanması için
bir referans olarak kabul edilen ay; kehanetleriyle Mayalar, Sümerler,
Babiller, Eski Mısırlılar, Çinliler ve erken Mezopotamya uygarlıkları
tarafından yakından gözlemlenmiştir. Ayın oluşumuna dair gerçek anlamda
“oldukça farklı ve çeşitli” teoriler bulunsa da, genel olarak ayın oluşumuna
dair ortaya atılan kuramlardan dördü genel kabul görmüştür.
Dev Çarpma Teorisi
Belki de dünya genelinde ayın nasıl oluştuğuna
dair en genel kabul gören kuram, “dev çarpma” teorisidir. Aralarında çok farklı
bilim dallarında araştırma yapan bilim adamlarının da bulunduğu geniş bilim
çevrelerinin ortak görüşü, ayın bir çarpışma sonucunda dünyadan koptuğu
yönündedir. Bu düşünce ilk bakışta mümkün değilmiş gibi görünse de, dev çarpma
teorisinde bahsi geçen ve dünyamızdan “ay büyüklüğünde” bir parça kopmasına
neden olan cismin Mars büyüklüğünde olduğu öngörülmektedir. Mars gezegeni kadar
büyük bir gökcismi ile dünyamızın çarpışması, insan hayal gücünün dahi kavramak
için yeterli olmayacağı büyüklükte kozmik bir olayın gerçekleşmesine neden
olmuş olabilir. Bu kuram, dünyamızın güneş etrafındaki yörüngesinin açısal
momentumunu ve ayı çekirdeğinin çok küçük olmasını açıklayabildiği için genel
olarak kabul görmektedir.
Bölünme Teorisi
Yerkabuğunun merkezkaç kuvveti sebebiyle oluşan
çok şiddetli dönüş etkisi sebebiyle parçalandığı ve uzayda kütleçekim sebebiyle
bir araya gelerek ayı oluştuğunu savunan kuramdır. Ancak bu şekilde oluşan bir
uydunun gezegenin ekvator çizgisi düzleminde yer alması gerekirken, bizim
uydumuz olan ay için bu tür bir durum söz konusu değildir. Ayrıca dünyanın
başlangıç döngüsünün de bu kadar büyük olmadığının ve bu oluşum için yeterli
kütle bulunmadığının düşünülmesi, Bölünme Teorisinin genel kabul görmemesine
sebep olmuştur.
Yakalama
Teorisi
Yakalama Teorisi, bölünme ve dev çarpmadan
farklı olarak ayın dünyadan bağımsız olarak oluştuğunu savunur. Bu kuram
kapsamında uydumuz olan ayın güneş sisteminin içinde ya da dışında farklı bir
yerde oluştuğu ve milyarlarca yıl önce dünyanın çekim alanının etkisi ile
çevremizde yörüngeye girdiği düşünülür. Ancak bu kuramın da bir eksik yanı
bulunmaktadır. Zira bu tarz bir yakalama hareketi ile ay büyüklüğünde bir
gökcisminin yörüngeye girmesi için dünyamızın milyarlarca yıl önce çok geniş
bir atmosfere sahip olması ve çekim ile oluşan enerjiyi soğurabilmesi
gerekirdi.
Beraber Oluşum Teorisi
Bu kuram kapsamında ay ile dünyanın birbirinden
bağımsız olarak ancak aynı zaman düzleminde oluştuğu varsayılmaktadır. Beraber
oluşum kuramı, ay ile dünyanın gezegen öncesi dönemde iki farklı bulutsu
olduğunu ve eşzamanlı olarak ayrı ayrı oluştuğunu savunmaktadır. Ancak bu
kurama hakkında da eleştiriler bulunmaktadır. Çünkü bu tarz bir beraber oluşum
sürecinde ayda da tıpkı dünya olduğu gibi bir metalik demir oluşumu
gözlemlenmesi gerekmektedir
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder