1.
1956′da Nobel fizik ödlünü
kazanan William Shockley, bu ödülü
transistörü icat etmesinden dolayı almıştı. Hatta, kendisi yine bu
çalışmalarından dolayı Time dergisinin 20. yüzyılın en etkili 100 kişisinden biri de seçilmiş. Ancak gelin görün ki,
çocukluğunda ne acılar çekmiş zavallı William, onları bilen yok. Çocukluğunda,
zeki çocukların uzun süreli gelişiminin izlendiği bir araştırmaya dahil
edildikten bir süre sonra, IQ’sunun yeterince yüksek bulunmaması nedeniyle
incelenen çocuklar arasından çıkarılmış.
2.
Dahiler üzerinde yapılan en ünlü
ve en uzun süreli çalışma, Louis Terman(bazıları Lewis de derler)
tarafından 1920′lerde başlatılan ve IQ seviyesi 140′ın üzerinde olduğu
belirlenen bir grup çocuk üzerinde yapılan araştırmadır. Terman, gerçek bir
azimle, tüm çocukların hayatlarının bütün dönemlerini çeşitli açılardan ele
almış ve devamlı periyodik olarak gelişimlerinin ve başarılarının sonuçlarını
yayınlamıştır. Terman’ın düşüncesi, çalışmanın sonucunda bu çocuklarının hepsinin ne kadar
başarılı olduğunun ortaya çıkacak olmasıydı, çünkü kendisi başarının sadece
IQ’ya bağlı olduğunu savunan bir akıma mensuptu. Bu çocukların hiçbiri
büyüdüklerinde Nobel ya da benzeri üstün bir ödül alamamıştır.
3.
19 ve 20. yüzyılda yaşamış olan
birçok dahi, en hafif deyimiyle, biraz karışık cinsel hayatları ile ya da karşı
cinsle ilginç ilişki kurma biçimleri ile tanınmışlardır. Bunlardan bazıları Richard Feynman, Albert Einstein ve
Bertrand Russel idi.
4.
Bir teoriye göre, erkek dahiler
kendilerini risk altına çok daha rahat sokmalarını sağlayan bir istek taşırlar
ve bu güdünün sebebi yüksek testosteron seviyelerine sahip olmalarıdır.
5.
Dahi olmak, hayatınız boyunca
maddi olarak rahat bir hayat süreceğiniz anlamına gelmiyor. Son yapılan bir
araştırmaya göre, düşük IQ seviyesine sahip “baby-boomer”lar (II. Dünya Savaşı
sonrası sürü olarak doğan Amerikan vatandaşları), yüksek IQ seviyeli olanlarla
eşit derecede para biriktirme yetisine sahiplermiş.
6.
Albert Einstein’in Nobel ödülü
ile birlikte verilen para ödülünü berbat yatırımlarda kaybettiği söylenir.
7.
Asperger sendromunu (otizmin daha
yüksek fonksiyon gösteren bir türü diyebiliriz) ilk olarak tanımlayan
Avusturyalı araştırmacı Hans Asperger’e göre, matematiksel ve bilimsel
alanlarda deha seviyesine ulaşmak ile asperger sendromu arasında yadsınamaz bir
bağ vardı. Ona göre, “bilimde ve sanatta dahilik için bir tutam otizm” şarttı.
8.
Kafası hep karışık ve dalgın
şaşkın profesör tiplemesi, genellikle dahiler için kullanılan bir genelleme
olarak bilinir. Ancak, bu durum bazıları için bunun aynen böyle olduğu
gerçeğini değiştirmiyor. Bilimde ilk olarak sibernetik alanını bulan Norbert
Weiner dalgın dahi tiplemesinin tipik bir örneğiydi. Anlatılanlara göre, bir
konfreransa arabasıyla giden Weiner, dönüşte arabayla geldiğini unutarak eve
otobüsle dönmüş ve işin daha da komiği, evinin park yerinde arabasını
bulamayınca arabasının çalındığı iddiasıyla polise başvurmuş.
9.
Size çok gizli bir bilgi: Aslında
siz de bir dahi olabilirsiniz. Avusturalya’da yapılan bir araştırmaya göre,
günlük 5 miligram kreatin (kas dokusunda bulunan bir madde) verilmesi,
bir insanın zeka seviyesini belirgin oranda arttırıyor.
10.
Sadece insanların dahisinin
olmadığını da unutmamak lazım. 2007′nin Eylül ayında 31 yaşında hayata
gözlerini yuman Alex isimli papağan,
bugüne kadar yaşamış olan en zeki kuş olarak biliniyor. Kendisi, 50 ayrı cismi
ayırt edebiliyor, yedi ayrı rengi ve şekli tanıyabiliyor ve altıya kadar
sayabiliyormuş .
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder