14 Eylül 2013 Cumartesi

NOT ALMIYORSANIZ DİNLEMİYORSUNUZDUR


Not almak, dinlenilenlerden bir şeyler kazanıldığına dair bir çıktıdır, bu yüzden oldukça önemlidir. Girişimci ve yazar Ben Casnocha da LinkedIn hesabında not almanın önemine dair bir yazı paylaşmış. Casnocha'ya göre not almak, anahtar öğeleri hatırlamak için oldukça önemli. Gelin isterseniz Casnocha'nın konu hakkında söylediklerini kendi aktarımıyla okuyalım.


Geçtiğimiz günlerde Mark Zuckerberg, Silikon Vadisi’nde genç girişimciler için bir konferans verdi. Kendi hayatından ve internet dünyasına bakış açısından bahsetti. Bütün koltuklar doluydu ve girişimciliğe meraklı herkes can kulağı ile dinliyordu.  Önde oturanlardan ikisi: Silikon Vadisi'nin iki önemli ismi John Doerr ve Ron Conway'di. Bu isimler, gençlerin arasında, beyaz saçlarıyla değil aynı zamanda sadece kendilerinin not almasıyla da dikkat çekiyorlardı. Konferansta, Zuckerberg’ten sonraki sadece en başarılı insanların not alması komik değil mi?
Etkili Düşünmenin Beş Faktörü'nden alıntılar kısmında da belirttiğim gibi, uzmanlar basit şeyleri derin bir şekilde anlıyor. Temele tekrar tekrar dönüyorlar. eBay’in CEO’su John Donahoe, şu an Vadi’deki öncü yöneticilerden biri olarak görülüyor ve onun not almaya her zaman hevesli olduğu söylenir. Kendisi, LinkedIn’de geçtiğimiz günlerde “Büyük liderler her zaman öğrenmeye açıktır,” dedi.
İnsanların akıl külçelerini tutmak ve bu külçeleri hafızalarına atmalarında farklı yaklaşımlara sahip olduğunu söyleyebilirsiniz. Şüphesiz öyle. Pasif öğrenmeden kuşku duyuyorum. Eğer duyduğunuzu ya da öğrendiğinizi not almıyorsanız, onu nasıl hatırlayacaksınız? Küçük defterime sürekli notlar alıyorum ve hemen hemen her hafta anahtar cümlelerin üzerinden farklı renkte bir kalemle geçiyorum. Daha sonra önemli yerleri bilgisayarımdaki Evernote dosyalarına aktarıyorum; son olarak, en önemli düşüncelerimi ya da alıntıları bloguma koyuyorum, tweet atıyorum, eposta ile yolluyorum.
John Doerr ve Ron Conway gibi insanların eski okullardan mezun olduklarını söyleyebilirsiniz, evet. Bugünkü öğrencilerin çoğu ilk etapta kalem ve kağıt kullanıyor olmayacak. Asıl teknoloji/süreç, belleğe sahip olmaktan daha çok, bilgileri hafızada tutmayı sağlayacak bir sisteme sahip olmak.


Geçtiğimiz ay Washington Ticaret Okulunu ziyaret ettiğimde bunu daha çok düşünme fırsatı buldum. Öğleyin açılış konuşması yapıyordum, arkadaşım Charlie Songhurst’un konuşmasını da dinlemek için saatimi sabahın erken saatine kurmuştum. Kendi kişisel deneyimlerimden biliyorum ki Charlie, bilgili bir insandır. Konuşmasını yaparken ilginç bir şey fark ettim: neredeyse hiç kimse not almıyordu; ne kağıda, ne de tablet bilgisayarlarına. Aslında, ben de not almıyordum. Sadece birkaç kişi alıyordu. Şüphesiz, not alınacak çok şey vardı. Bilgi içerikli bir konuşmaydı. İzleyicilerin çoğu öğrenciydi. Uzmanlar not alıyordu. Acemiler, önemli noktaları göremiyorlardı.
Eski bir deyiş vardır: eğer önemli bir şeyi birine yaptırmak istiyorsan, en meşgul insandan yardım iste. Burda da benzer bir durum var; bir izleyici kitlesinde en bilgili kişiyi saptamak istiyorsan, not alan ve soru soran insanları bul.
Büyük bir konferansta not almak zor bir iş değil, birebir toplantılarda not almak daha zor olabilir. Birkaç yıl önce birebir konuşmalarda not almanın avantaj ve dezavantajları hakkında yazı yazmıştım. Konuşmayı idealden daha fazla etkileşimli hale getirebilir. Eğer iki kişiden sadece biri not alıyorsa, güç dinamiği sağlayabilir. Birebir toplantılarda not almaya çalışın, fakat dikkatinizi daha da yoğunlaştırarak bunu yapın.



1 yorum:

  1. Hocam blogunuzu çok beğendim içeriği gerçekten ilgi çekici olmuş elinize sağlık ☺

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...